Yaşadığın Şehir ve Çevren Neden İlişkilerdeki Başarını Etkiliyor?

[marlonteixeira]

Flört, ilişki, kadınlar, özgüven… Erkekler bu konuları konuşmayı çok seviyor. “Daha iyi giyin, spor yap, özgüvenli ol, para kazan” gibi klasik tavsiyeler zaten her yerde var. Ama kimse çok daha basit ve çok daha güçlü bir şeyi konuşmuyor: yaşadığın şehir. Dış görünüşün, karakterin, enerjin… Bunların hepsi önemli. Ama hepsinin üzerinde, çoğu erkeğin fark etmediği dev bir gerçek var: Şehrin, seni kadınlarla tanıştırmadan önce kaderini belirliyor.

Birçok erkek “ben yeterince yakışıklı değilim, özgüvenim eksik, boyum kısa” diye düşünüyor.
Belki de yanlış şehirde yaşıyorsun.
Aynı adamı alıp iki farklı şehre koy.
Hiçbir şeyi değiştirme.
Aynı saç, aynı yüz, aynı kıyafet, aynı karakter.

Bir şehirde kadınlar seni yokmuşsun gibi görmezden gelir.
Başka bir şehirde ise kadınların ilgisi yüzünden ne yapacağını şaşırırsın.
Değişen sen değilsin.
Değişen sadece şehrin karakteri.

Bazı şehirlerde erkek çok, kadın azdır. Kadınların seçenekleri fazladır. Sosyal hayat hızlıdır, herkes birbirine bakar, herkes kıyaslama içindedir. Böyle yerlerde ortalama bir erkek kolayca “görünmez” olur.
Kadınlar kötü olduğu için değil — şehir onlara sürekli seçenek sunduğu için tercihleri yükselir.
Ama daha küçük, daha sosyal, daha hareketli bir şehre gidince bambaşka bir tablo çıkar. Üniversite şehirleri, turistik yerler, sahil şehirleri… Buralarda insanlar daha rahat, daha açık, daha sosyaldir. Kadınlar sürekli ilgi bombardımanı altında olmadığı için yaklaşmak daha kolaydır. Sosyal çevre hızlı değişir. Haftalık yeni insanlarla tanışırsın. Şehir seni içine çeker.

Bir de işin psikolojik tarafı var.
Bazı şehirlerde hava, mimari, sokaklar, insanların ruh hali o kadar soğuktur ki markette kasiyere kolay gelsin demek bile enerjini tüketir.
Etrafındaki atmosfer seni içe kapatır.

Ama güneşli, hareketli, insanların dışarıda olduğu, sokakları yaşayan şehirlerde doğal olarak daha sosyal olursun. Yürürken insan görürsün, sohbet fırsatı çıkar, göz teması kurarsın. İçin bir anda açılır. “Ben kimim ki?” diye düşündüğün özgüven eksiklikleri şehrin enerjisiyle yok olur. Farkında bile olmadan değişirsin.

Bu yüzden birçok erkek kendi memleketinde özgüvensiz, başarısız biri gibi görünür; ama başka bir ülkeye, başka bir şehre taşındığında bambaşka biri olur. Bu tatil psikolojisi değildir. O adamın karakteri, enerjisi ve yaşı o şehirle daha uyumludur.

Flört hayatın senin potansiyelini değil, sadece o şehrin sunduğu gerçekliği yansıtacaktır.

 

[marlonteixeira]

 

[Resistance.]

water yakışıklı adam mu kıtasında bile iş yapar yalnızsan sorun sende yaşadığın yerde değil

 

[marlonteixeira]

water yakışıklı adam mu kıtasında bile iş yapar yalnızsan sorun sende yaşadığın yerde değil

Yakışıklılık kavramı da yaşadığın yere göre değişiyor
Avrupada narrow jaw ile Asyada aynı değil

 

[Resistance.]

Yakışıklılık kavramı da yaşadığın yere göre değişiyor
Avrupada narrow jaw ile Asyada aynı değil

yakışıklılık kavramı şöyle değişir psl aynı kalır appeal değişir.

Ayrıca çoğrafyadan çoğrafyaya en çok fenotip etkiler appealini PSL değil.Avrupalı beyaz sarımtırak lavuğu koy Japonyaya nası tapındıklarını seyret nasıl iş yapıyor izle

 

[why not me?]

yakışıklılık kavramı şöyle değişir psl aynı kalır appeal değişir.

Ayrıca çoğrafyadan çoğrafyaya en çok fenotip etkiler appealini PSL değil.Avrupalı beyaz sarımtırak lavuğu koy Japonyaya nası tapındıklarını seyret nasıl iş yapıyor izle

Sen niye hep cok dogru konusuyon knk

 

[nsk4ll]

Flört, ilişki, kadınlar, özgüven… Erkekler bu konuları konuşmayı çok seviyor. “Daha iyi giyin, spor yap, özgüvenli ol, para kazan” gibi klasik tavsiyeler zaten her yerde var. Ama kimse çok daha basit ve çok daha güçlü bir şeyi konuşmuyor: yaşadığın şehir. Dış görünüşün, karakterin, enerjin… Bunların hepsi önemli. Ama hepsinin üzerinde, çoğu erkeğin fark etmediği dev bir gerçek var: Şehrin, seni kadınlarla tanıştırmadan önce kaderini belirliyor.

Birçok erkek “ben yeterince yakışıklı değilim, özgüvenim eksik, boyum kısa” diye düşünüyor.
Belki de yanlış şehirde yaşıyorsun.
Aynı adamı alıp iki farklı şehre koy.
Hiçbir şeyi değiştirme.
Aynı saç, aynı yüz, aynı kıyafet, aynı karakter.

Bir şehirde kadınlar seni yokmuşsun gibi görmezden gelir.
Başka bir şehirde ise kadınların ilgisi yüzünden ne yapacağını şaşırırsın.
Değişen sen değilsin.
Değişen sadece şehrin karakteri.

Bazı şehirlerde erkek çok, kadın azdır. Kadınların seçenekleri fazladır. Sosyal hayat hızlıdır, herkes birbirine bakar, herkes kıyaslama içindedir. Böyle yerlerde ortalama bir erkek kolayca “görünmez” olur.
Kadınlar kötü olduğu için değil — şehir onlara sürekli seçenek sunduğu için tercihleri yükselir.
Ama daha küçük, daha sosyal, daha hareketli bir şehre gidince bambaşka bir tablo çıkar. Üniversite şehirleri, turistik yerler, sahil şehirleri… Buralarda insanlar daha rahat, daha açık, daha sosyaldir. Kadınlar sürekli ilgi bombardımanı altında olmadığı için yaklaşmak daha kolaydır. Sosyal çevre hızlı değişir. Haftalık yeni insanlarla tanışırsın. Şehir seni içine çeker.

Bir de işin psikolojik tarafı var.
Bazı şehirlerde hava, mimari, sokaklar, insanların ruh hali o kadar soğuktur ki markette kasiyere kolay gelsin demek bile enerjini tüketir.
Etrafındaki atmosfer seni içe kapatır.

Ama güneşli, hareketli, insanların dışarıda olduğu, sokakları yaşayan şehirlerde doğal olarak daha sosyal olursun. Yürürken insan görürsün, sohbet fırsatı çıkar, göz teması kurarsın. İçin bir anda açılır. “Ben kimim ki?” diye düşündüğün özgüven eksiklikleri şehrin enerjisiyle yok olur. Farkında bile olmadan değişirsin.

Bu yüzden birçok erkek kendi memleketinde özgüvensiz, başarısız biri gibi görünür; ama başka bir ülkeye, başka bir şehre taşındığında bambaşka biri olur. Bu tatil psikolojisi değildir. O adamın karakteri, enerjisi ve yaşı o şehirle daha uyumludur.

Flört hayatın senin potansiyelini değil, sadece o şehrin sunduğu gerçekliği yansıtacaktır.

tldr?