anlamsız birkaç söz;

Ethernal

Ethernal

Egoizm Pill.
Joined
Sep 7, 2024
Posts
793
Reputation
583


normalde burdaki her bir konuyu uzun bir makale açıklayıcı söz ile ilkokul 3. sınıf bir çocuğa anlatırmış gibi üşenmeden işimi gücümü bırakıp yazarımda,
bu post herkeze hitap etmiyor.

hepimiz kendi hayatımızın başrolüyüz, veya kendimizi başrol sanan basit insanlardan farkımız yok, iki seçenekte ilgi çekici değil ve hiçbirşeyi değiştirmiyor.
kendi çizgini kendi yolunu kendi hedefini belirledin, oraya giderken birkaçbişey tecrübe ettin o tecrübelere göre hayatını yaşadın

hayatı bir amaç için yaşamak veya gelecekteki yaşanacağını düşündüğü bir olaya göre yaşamak mantıksız. bilhasıl ki öyle yaşarsan yaşadığının farkında olmazsın,
çünkü hayat anlamsız bir bekleyiş veya arayıştan ibaret olur
bişey aradığını sanarsın ama büyük bir boşluğa düşüp süzülürken o şeye kavuşmayı umid edersin o an ne yaşadığını bilmezsin neler olduğunu neler hissettiğini bilmezsin, bi üzülürsün bi ağlarsın pek gülemezsin
ne oluyor sana ne yaşıyorsun?
işte sende bilmiyorsun çünkü bir boşluğa düştün.

Beni yöneten aklım ve hormonlarımsa, onlar benle olmadığı sürece ben orda olsam ne olur?
buna yaşamak denirmi? yaşamak sence nedir ki?


çok şey bilmekte doğru değildir, bir koyuna koyun olduğunu ve ömrü boyunca aynı monoton hayatı yaşayıp çim yiyip sonra insanların midesinde tandır olacağını söylesen, ve koyunun bunu anlayacak iradesi olursa acaba koyun ne yapar? kafayı yer çünkü onun doğasında bunu bilmek diye birşey yok
evet insanoğlu bambaşka bir varlık, düşünceleri o kadar karmaşık ki, insanoğlunun 3 tane beyni var ve yüzlerce farklı hisleri ve onları yöneten hormonlar ve onları yönlenirmeye çalışan kültürel tecrübeye göre gelişmiş bir beyin
insanoğlu kendi içinde kolay kaybolur, odaklanırsa kolay yüceltir kendini ki bu ego yoluylada olabilir
ey aptal sen ne kadar yakışıklı olduğunu ne pslye sahip olduğunu neden bilmek istiyorsun?
bilebileceklerinin sınırı yok tamam, tıpkı yaşayacabileceğin şeylerin sınırı olmaması gibi;

bilmen gerekenden fazlasını bilirsen, düşünmen gerekenden fazlasına zorlarsan kendini, kendi sınırlarından çıkıp her an büyük bir boşluğa düşebilir bir hale gelirsin.
benim tipim 10 üzerinden 7 8 9 10 1 2 bilmene gerek yok? ki bunu düşündükçe hayatını buna bağlayacağın şeyleri arzulayıp büyük bir ümitsizliğe kapılacaksın, kendi sınırlarını aştığında düşeceğin boşlukla pararel.
bilmen gereken şey, göze nasıl geliyorsun? çekici olabilir yakışıklı olabilir en azından "iyi" olabilir?
bilmen gereken şey, çirkin misin değil misin? bunu basit bir şekilde anlayabilirsin

düşünmekmiydi bizi yücelten, düşünmek mi ki bizi bitiren?

asıl mesele denge, herşeyi dozunda tutmak tüm mesele,
şaklabanlığında bir zamanı vardır esprinin de bir yeri vardır
bunların bir dozu vardır, azı cok ciddiyete coğu çok cıvıklığa yol açar
bunun ayarını ne kadar çok yaptığın senin karakterini, senin karakterin insanların sana olan bakış açısını belirler.
sen ne olmak istiyorsun peki? olmak istediğinle yaptığın bir mi?
konu bunlar değil, bakış açını genişletmen için diyorum sana

dengeye çok basit bir örnek verebilirim,
kız arkadaşına verdiğin ilginin dozu, bu fazla olabilir az olabilir sorun değil
ama yeri geldiğinde ikisinden birini yapamaman sorun.
o kişiyi tanıyıp ona hitap etmeyecek şekilde davranmak sorun.
o kişiyle o anki durumunuza göre dozunu ayarlayamamak asıl sorun.
herşeyin dozunu tecrübe et, dengeyi o tecrübelerinle bul, ve herzaman kendinden emin ol dengeyi sağlarken.

Hayat bir dengeydi, dengeyi koruyamadım hikaye öyle bitti. Diye yer veririm şiirimde dengenin önemine.

hamlelerin önemi büyüktür ayrıca bu hayatta,
hayat bana göre bir satranç tahtası, o an kimle konuşuyorsam beraber o satranç masasına otururuz, bu konuşma çok basit birşey bile olsa dahi hamlelerimi tıpkı
satrançta olduğu gibi düşünerek yaparsam herşey daha iyi olacak kendi nezlimce
insan iletişimde en önemli etken budur, hamlemi yaparken karşı tarafın ne yapacağını görürüm bilirim düşünür ve ona göre hamle yaparım.
bu patronun olur, kız arkadaşın olur, ailen olur
hayatında öncelik taşıyan varlıklara bu protokölü uygularsan başarı oranın tecrübene bağlı büyük bir oranla büyür.

Anlamak zorunda değilsin, okurken aklına yaşadıkların gelsin, anılarından bu sözleri çıkart ve kendince bir anlam kazandır.
ön yargılı olma, bir makale boş söz bile ikinci şansı hak eder, birdaha okurmusun?
 
Last edited:
  • +1
  • Hmm...
  • JFL
Reactions: Simon Peter Gruber, auitistsurvior, MogEater and 8 others
bi kişi okuyup cevap vermemiş
ben okudum @Ethernal
 
  • +1
Reactions: Ethernal


normalde burdaki her bir konuyu uzun bir makale açıklayıcı söz ile ilkokul 3. sınıf bir çocuğa anlatırmış gibi üşenmeden işimi gücümü bırakıp yazarımda,
bu post herkeze hitap etmiyor.

hepimiz kendi hayatımızın başrolüyüz, veya kendimizi başrol sanan basit insanlardan farkımız yok, iki seçenekte ilgi çekici değil ve hiçbirşeyi değiştirmiyor.
kendi çizgini kendi yolunu kendi hedefini belirledin, oraya giderken birkaçbişey tecrübe ettin o tecrübelere göre hayatını yaşadın

hayatı bir amaç için yaşamak veya gelecekteki yaşanacağını düşündüğü bir olaya göre yaşamak mantıksız. bilhasıl ki öyle yaşarsan yaşadığının farkında olmazsın,
çünkü hayat anlamsız bir bekleyiş veya arayıştan ibaret olur
bişey aradığını sanarsın ama büyük bir boşluğa düşüp süzülürken o şeye kavuşmayı umid edersin o an ne yaşadığını bilmezsin neler olduğunu neler hissettiğini bilmezsin, bi üzülürsün bi ağlarsın pek gülemezsin
ne oluyor sana ne yaşıyorsun?
işte sende bilmiyorsun çünkü bir boşluğa düştün.

Beni yöneten aklım ve hormonlarımsa, onlar benle olmadığı sürece ben orda olsam ne olur?
buna yaşamak denirmi? yaşamak sence nedir ki?


çok şey bilmekte doğru değildir, bir koyuna koyun olduğunu ve ömrü boyunca aynı monoton hayatı yaşayıp çim yiyip sonra insanların midesinde tandır olacağını söylesen, ve koyunun bunu anlayacak iradesi olursa acaba koyun ne yapar? kafayı yer çünkü onun doğasında bunu bilmek diye birşey yok
evet insanoğlu bambaşka bir varlık, düşünceleri o kadar karmaşık ki, insanoğlunun 3 tane beyni var ve yüzlerce farklı hisleri ve onları yöneten hormonlar ve onları yönlenirmeye çalışan kültürel tecrübeye göre gelişmiş bir beyin
insanoğlu kendi içinde kolay kaybolur, odaklanırsa kolay yüceltir kendini ki bu ego yoluylada olabilir
ey aptal sen ne kadar yakışıklı olduğunu ne pslye sahip olduğunu neden bilmek istiyorsun?
bilebileceklerinin sınırı yok tamam, tıpkı yaşayacabileceğin şeylerin sınırı olmaması gibi;

bilmen gerekenden fazlasını bilirsen, düşünmen gerekenden fazlasına zorlarsan kendini, kendi sınırlarından çıkıp her an büyük bir boşluğa düşebilir bir hale gelirsin.
benim tipim 10 üzerinden 7 8 9 10 1 2 bilmene gerek yok? ki bunu düşündükçe hayatını buna bağlayacağın şeyleri arzulayıp büyük bir ümitsizliğe kapılacaksın, kendi sınırlarını aştığında düşeceğin boşlukla pararel.
bilmen gereken şey, göze nasıl geliyorsun? çekici olabilir yakışıklı olabilir en azından "iyi" olabilir?
bilmen gereken şey, çirkin misin değil misin? bunu basit bir şekilde anlayabilirsin

düşünmekmiydi bizi yücelten, düşünmek mi ki bizi bitiren?

asıl mesele denge, herşeyi dozunda tutmak tüm mesele,
şaklabanlığında bir zamanı vardır esprinin de bir yeri vardır
bunların bir dozu vardır, azı cok ciddiyete coğu çok cıvıklığa yol açar
bunun ayarını ne kadar çok yaptığın senin karakterini, senin karakterin insanların sana olan bakış açısını belirler.
sen ne olmak istiyorsun peki? olmak istediğinle yaptığın bir mi?
konu bunlar değil, bakış açını genişletmen için diyorum sana

dengeye çok basit bir örnek verebilirim,
kız arkadaşına verdiğin ilginin dozu, bu fazla olabilir az olabilir sorun değil
ama yeri geldiğinde ikisinden birini yapamaman sorun.
o kişiyi tanıyıp ona hitap etmeyecek şekilde davranmak sorun.
o kişiyle o anki durumunuza göre dozunu ayarlayamamak asıl sorun.
herşeyin dozunu tecrübe et, dengeyi o tecrübelerinle bul, ve herzaman kendinden emin ol dengeyi sağlarken.

Hayat bir dengeydi, dengeyi koruyamadım hikaye öyle bitti. Diye yer veririm şiirimde dengenin önemine.

hamlelerin önemi büyüktür ayrıca bu hayatta,
hayat bana göre bir satranç tahtası, o an kimle konuşuyorsam beraber o satranç masasına otururuz, bu konuşma çok basit birşey bile olsa dahi hamlelerimi tıpkı
satrançta olduğu gibi düşünerek yaparsam herşey daha iyi olacak kendi nezlimce
insan iletişimde en önemli etken budur, hamlemi yaparken karşı tarafın ne yapacağını görürüm bilirim düşünür ve ona göre hamle yaparım.
bu patronun olur, kız arkadaşın olur, ailen olur
hayatında öncelik taşıyan varlıklara bu protokölü uygularsan başarı oranın tecrübene bağlı büyük bir oranla büyür.

Anlamak zorunda değilsin, okurken aklına yaşadıkların gelsin, anılarından bu sözleri çıkart ve kendince bir anlam kazandır.
ön yargılı olma, bir makale boş söz bile ikinci şansı hak eder, birdaha okurmusun?

Olayları anlayıp örgüyü kuramadım neyse baba “felsefe yapma” diyenleri aldanma böyle threadlere devam kendimce anlam çıkartıp geçici motivasyon elde ediyorum bazenleri yazdıklarından ama üzülerek söylerimki hala kalıcı bir etkisi olmadı umarım yakında olur.
 
  • +1
Reactions: Ethernal
Yav reis içerik fena değil de böyle ciddi içerilerde "herkez" gibi yazım hataları görünce insan devam edemiyor 😂
 
  • JFL
Reactions: lextar1 and Ethernal


normalde burdaki her bir konuyu uzun bir makale açıklayıcı söz ile ilkokul 3. sınıf bir çocuğa anlatırmış gibi üşenmeden işimi gücümü bırakıp yazarımda,
bu post herkeze hitap etmiyor.

hepimiz kendi hayatımızın başrolüyüz, veya kendimizi başrol sanan basit insanlardan farkımız yok, iki seçenekte ilgi çekici değil ve hiçbirşeyi değiştirmiyor.
kendi çizgini kendi yolunu kendi hedefini belirledin, oraya giderken birkaçbişey tecrübe ettin o tecrübelere göre hayatını yaşadın

hayatı bir amaç için yaşamak veya gelecekteki yaşanacağını düşündüğü bir olaya göre yaşamak mantıksız. bilhasıl ki öyle yaşarsan yaşadığının farkında olmazsın,
çünkü hayat anlamsız bir bekleyiş veya arayıştan ibaret olur
bişey aradığını sanarsın ama büyük bir boşluğa düşüp süzülürken o şeye kavuşmayı umid edersin o an ne yaşadığını bilmezsin neler olduğunu neler hissettiğini bilmezsin, bi üzülürsün bi ağlarsın pek gülemezsin
ne oluyor sana ne yaşıyorsun?
işte sende bilmiyorsun çünkü bir boşluğa düştün.

Beni yöneten aklım ve hormonlarımsa, onlar benle olmadığı sürece ben orda olsam ne olur?
buna yaşamak denirmi? yaşamak sence nedir ki?


çok şey bilmekte doğru değildir, bir koyuna koyun olduğunu ve ömrü boyunca aynı monoton hayatı yaşayıp çim yiyip sonra insanların midesinde tandır olacağını söylesen, ve koyunun bunu anlayacak iradesi olursa acaba koyun ne yapar? kafayı yer çünkü onun doğasında bunu bilmek diye birşey yok
evet insanoğlu bambaşka bir varlık, düşünceleri o kadar karmaşık ki, insanoğlunun 3 tane beyni var ve yüzlerce farklı hisleri ve onları yöneten hormonlar ve onları yönlenirmeye çalışan kültürel tecrübeye göre gelişmiş bir beyin
insanoğlu kendi içinde kolay kaybolur, odaklanırsa kolay yüceltir kendini ki bu ego yoluylada olabilir
ey aptal sen ne kadar yakışıklı olduğunu ne pslye sahip olduğunu neden bilmek istiyorsun?
bilebileceklerinin sınırı yok tamam, tıpkı yaşayacabileceğin şeylerin sınırı olmaması gibi;

bilmen gerekenden fazlasını bilirsen, düşünmen gerekenden fazlasına zorlarsan kendini, kendi sınırlarından çıkıp her an büyük bir boşluğa düşebilir bir hale gelirsin.
benim tipim 10 üzerinden 7 8 9 10 1 2 bilmene gerek yok? ki bunu düşündükçe hayatını buna bağlayacağın şeyleri arzulayıp büyük bir ümitsizliğe kapılacaksın, kendi sınırlarını aştığında düşeceğin boşlukla pararel.
bilmen gereken şey, göze nasıl geliyorsun? çekici olabilir yakışıklı olabilir en azından "iyi" olabilir?
bilmen gereken şey, çirkin misin değil misin? bunu basit bir şekilde anlayabilirsin

düşünmekmiydi bizi yücelten, düşünmek mi ki bizi bitiren?

asıl mesele denge, herşeyi dozunda tutmak tüm mesele,
şaklabanlığında bir zamanı vardır esprinin de bir yeri vardır
bunların bir dozu vardır, azı cok ciddiyete coğu çok cıvıklığa yol açar
bunun ayarını ne kadar çok yaptığın senin karakterini, senin karakterin insanların sana olan bakış açısını belirler.
sen ne olmak istiyorsun peki? olmak istediğinle yaptığın bir mi?
konu bunlar değil, bakış açını genişletmen için diyorum sana

dengeye çok basit bir örnek verebilirim,
kız arkadaşına verdiğin ilginin dozu, bu fazla olabilir az olabilir sorun değil
ama yeri geldiğinde ikisinden birini yapamaman sorun.
o kişiyi tanıyıp ona hitap etmeyecek şekilde davranmak sorun.
o kişiyle o anki durumunuza göre dozunu ayarlayamamak asıl sorun.
herşeyin dozunu tecrübe et, dengeyi o tecrübelerinle bul, ve herzaman kendinden emin ol dengeyi sağlarken.

Hayat bir dengeydi, dengeyi koruyamadım hikaye öyle bitti. Diye yer veririm şiirimde dengenin önemine.

hamlelerin önemi büyüktür ayrıca bu hayatta,
hayat bana göre bir satranç tahtası, o an kimle konuşuyorsam beraber o satranç masasına otururuz, bu konuşma çok basit birşey bile olsa dahi hamlelerimi tıpkı
satrançta olduğu gibi düşünerek yaparsam herşey daha iyi olacak kendi nezlimce
insan iletişimde en önemli etken budur, hamlemi yaparken karşı tarafın ne yapacağını görürüm bilirim düşünür ve ona göre hamle yaparım.
bu patronun olur, kız arkadaşın olur, ailen olur
hayatında öncelik taşıyan varlıklara bu protokölü uygularsan başarı oranın tecrübene bağlı büyük bir oranla büyür.

Anlamak zorunda değilsin, okurken aklına yaşadıkların gelsin, anılarından bu sözleri çıkart ve kendince bir anlam kazandır.
ön yargılı olma, bir makale boş söz bile ikinci şansı hak eder, birdaha okurmusun?

Film onersene
 
Olayları anlayıp örgüyü kuramadım neyse baba “felsefe yapma” diyenleri aldanma böyle threadlere devam kendimce anlam çıkartıp geçici motivasyon elde ediyorum bazenleri yazdıklarından ama üzülerek söylerimki hala kalıcı bir etkisi olmadı umarım yakında olur.
umdukların birgün gerçeklerin olucak elbet, sorun o an gerçekten ona ihtiyacın olacağı mıdır?
 
  • +1
  • JFL
Reactions: gargomel and ER enjoyer


normalde burdaki her bir konuyu uzun bir makale açıklayıcı söz ile ilkokul 3. sınıf bir çocuğa anlatırmış gibi üşenmeden işimi gücümü bırakıp yazarımda,
bu post herkeze hitap etmiyor.

hepimiz kendi hayatımızın başrolüyüz, veya kendimizi başrol sanan basit insanlardan farkımız yok, iki seçenekte ilgi çekici değil ve hiçbirşeyi değiştirmiyor.
kendi çizgini kendi yolunu kendi hedefini belirledin, oraya giderken birkaçbişey tecrübe ettin o tecrübelere göre hayatını yaşadın

hayatı bir amaç için yaşamak veya gelecekteki yaşanacağını düşündüğü bir olaya göre yaşamak mantıksız. bilhasıl ki öyle yaşarsan yaşadığının farkında olmazsın,
çünkü hayat anlamsız bir bekleyiş veya arayıştan ibaret olur
bişey aradığını sanarsın ama büyük bir boşluğa düşüp süzülürken o şeye kavuşmayı umid edersin o an ne yaşadığını bilmezsin neler olduğunu neler hissettiğini bilmezsin, bi üzülürsün bi ağlarsın pek gülemezsin
ne oluyor sana ne yaşıyorsun?
işte sende bilmiyorsun çünkü bir boşluğa düştün.

Beni yöneten aklım ve hormonlarımsa, onlar benle olmadığı sürece ben orda olsam ne olur?
buna yaşamak denirmi? yaşamak sence nedir ki?


çok şey bilmekte doğru değildir, bir koyuna koyun olduğunu ve ömrü boyunca aynı monoton hayatı yaşayıp çim yiyip sonra insanların midesinde tandır olacağını söylesen, ve koyunun bunu anlayacak iradesi olursa acaba koyun ne yapar? kafayı yer çünkü onun doğasında bunu bilmek diye birşey yok
evet insanoğlu bambaşka bir varlık, düşünceleri o kadar karmaşık ki, insanoğlunun 3 tane beyni var ve yüzlerce farklı hisleri ve onları yöneten hormonlar ve onları yönlenirmeye çalışan kültürel tecrübeye göre gelişmiş bir beyin
insanoğlu kendi içinde kolay kaybolur, odaklanırsa kolay yüceltir kendini ki bu ego yoluylada olabilir
ey aptal sen ne kadar yakışıklı olduğunu ne pslye sahip olduğunu neden bilmek istiyorsun?
bilebileceklerinin sınırı yok tamam, tıpkı yaşayacabileceğin şeylerin sınırı olmaması gibi;

bilmen gerekenden fazlasını bilirsen, düşünmen gerekenden fazlasına zorlarsan kendini, kendi sınırlarından çıkıp her an büyük bir boşluğa düşebilir bir hale gelirsin.
benim tipim 10 üzerinden 7 8 9 10 1 2 bilmene gerek yok? ki bunu düşündükçe hayatını buna bağlayacağın şeyleri arzulayıp büyük bir ümitsizliğe kapılacaksın, kendi sınırlarını aştığında düşeceğin boşlukla pararel.
bilmen gereken şey, göze nasıl geliyorsun? çekici olabilir yakışıklı olabilir en azından "iyi" olabilir?
bilmen gereken şey, çirkin misin değil misin? bunu basit bir şekilde anlayabilirsin

düşünmekmiydi bizi yücelten, düşünmek mi ki bizi bitiren?

asıl mesele denge, herşeyi dozunda tutmak tüm mesele,
şaklabanlığında bir zamanı vardır esprinin de bir yeri vardır
bunların bir dozu vardır, azı cok ciddiyete coğu çok cıvıklığa yol açar
bunun ayarını ne kadar çok yaptığın senin karakterini, senin karakterin insanların sana olan bakış açısını belirler.
sen ne olmak istiyorsun peki? olmak istediğinle yaptığın bir mi?
konu bunlar değil, bakış açını genişletmen için diyorum sana

dengeye çok basit bir örnek verebilirim,
kız arkadaşına verdiğin ilginin dozu, bu fazla olabilir az olabilir sorun değil
ama yeri geldiğinde ikisinden birini yapamaman sorun.
o kişiyi tanıyıp ona hitap etmeyecek şekilde davranmak sorun.
o kişiyle o anki durumunuza göre dozunu ayarlayamamak asıl sorun.
herşeyin dozunu tecrübe et, dengeyi o tecrübelerinle bul, ve herzaman kendinden emin ol dengeyi sağlarken.

Hayat bir dengeydi, dengeyi koruyamadım hikaye öyle bitti. Diye yer veririm şiirimde dengenin önemine.

hamlelerin önemi büyüktür ayrıca bu hayatta,
hayat bana göre bir satranç tahtası, o an kimle konuşuyorsam beraber o satranç masasına otururuz, bu konuşma çok basit birşey bile olsa dahi hamlelerimi tıpkı
satrançta olduğu gibi düşünerek yaparsam herşey daha iyi olacak kendi nezlimce
insan iletişimde en önemli etken budur, hamlemi yaparken karşı tarafın ne yapacağını görürüm bilirim düşünür ve ona göre hamle yaparım.
bu patronun olur, kız arkadaşın olur, ailen olur
hayatında öncelik taşıyan varlıklara bu protokölü uygularsan başarı oranın tecrübene bağlı büyük bir oranla büyür.

Anlamak zorunda değilsin, okurken aklına yaşadıkların gelsin, anılarından bu sözleri çıkart ve kendince bir anlam kazandır.
ön yargılı olma, bir makale boş söz bile ikinci şansı hak eder, birdaha okurmusun?

Seni severim ama dusuncelerin buraya hitap etmiyor. Hitap edenler de water olan şeyleri karmakarisik felsefi bir sekilde buraya yazdiklarin
 
umdukların birgün gerçeklerin olucak elbet, sorun o an gerçekten ona ihtiyacın olacağı mıdır?
Umduklarinin bir gün gercek olacağı ne malum
 
  • JFL
Reactions: gargomel
Umduklarinin bir gün gercek olacağı ne malum
er yada geç kafanda kurduğun o adama dönüşeceksin, önemli olan dönüştükten sonra seni asıl neyin bekliyeceği, senin bekliyeceğini zannettiğin mi olacak yoksa bu senin için önemsiz mi olacak?
anla ne diyorum..
 
  • JFL
Reactions: gargomel

Similar threads

ER enjoyer
Replies
26
Views
452
auitistsurvior
auitistsurvior
yuda
Replies
3
Views
217
ElySioNs
ElySioNs
Ethernal
Replies
79
Views
933
Ethernal
Ethernal
Ethernal
Replies
36
Views
436
hesaplar_banlı
hesaplar_banlı
Egehan
Replies
45
Views
638
MentalistKebab
M

Users who are viewing this thread

Back
Top