C
cherryer
Iron
- Joined
- Oct 14, 2024
- Posts
- 34
- Reputation
- 26
2.5 yıldır yurtdışındayım, Türkleri kategorilendirebiliyorum artık.
Zengin çocukları: İstanbul'dan gelen bir zengin çocuğu tayfası var ve ilginç bir şekilde bunlarin hepsi birbirini tanıyor. Bunların yaşadığı Türkiye, bizim yaşadığımız Türkiye değil, farklı bir ülke. Bunlar için Türkiye, İstanbul'un birkaç zengin mahallesinden ve yazın Antalya'dan ibaret. Kendi zengin dünyalarında yaşıyorlar. Genelde bunlar üniversiteyi okumak için yurtdışına gelir ama Türkiye'deki yaşadıkları o lüks hayatı yurtdışında bulamadıkları için Türkiye'yi özlerler. Ya okulu yarıda bırakıp Türkiye'ye dönerler ya da mezun olana kadar bekleyip mezun olduktan sonra Türkiye'ye dönerler. İstanbul dışındaki şehirleri köy olarak görürler, aralarından bazıları iyidir ama bazıları da orospu çocuğudur; kendilerini diğer Türklerden üstün görürler, yabancılara yaranabilmek için götlerini yırtarlar.
Beyaz yakalılar: Son yıllarda bunların sayısı baya arttı. İyi maaş alırlar ama bunların pek bir arkadaş çevresi olmaz, işe giderler, akşam da eve gelip paso şarap içip Netflix izlerler. Hepsi yalnızlıktan ve yurtdışında sosyalliğin zor olmasından yakınıyor. Feci şekilde Avrupa köpekliği yaparlar, Türk'e benzemiyorsun dendiğinde sevinirler. Aşağılık psikolojili hepsi. Twitter ve Ekşi Sözlük'teki tayfanın çoğu bu gruba düşüyor.
Esnaflar: Kebapçılar ve Türk marketlerinin sahipleri. Avrupa’dakiler kendilerinden nefret ettirir, Amerika’dakiler daha cana yakındır, bir selam verseniz size yemek/içecek ısmarlarlar.
Uberciler: Bunlar çok garip, genelde 25-30 yaş arasındalar, yurtdışına gelip paso Uber yaparlar.
Kürtler: Bunlar Türk pasaportunun bu kadar güçsüz olmasının ana sebebi. Kaçak yollardan gelip iltica ederler. 2 tür işte çalışırlar ya inşaat sektöründe ya da kebapçıda. Bazen yurtdışındaki kebapçı sahipleri bunları işe alır, vizelerinin olmadığını bildiği için kaçak bir şekilde çalıştırır, sonra da paralarını ödemez.
Zengin çocukları: İstanbul'dan gelen bir zengin çocuğu tayfası var ve ilginç bir şekilde bunlarin hepsi birbirini tanıyor. Bunların yaşadığı Türkiye, bizim yaşadığımız Türkiye değil, farklı bir ülke. Bunlar için Türkiye, İstanbul'un birkaç zengin mahallesinden ve yazın Antalya'dan ibaret. Kendi zengin dünyalarında yaşıyorlar. Genelde bunlar üniversiteyi okumak için yurtdışına gelir ama Türkiye'deki yaşadıkları o lüks hayatı yurtdışında bulamadıkları için Türkiye'yi özlerler. Ya okulu yarıda bırakıp Türkiye'ye dönerler ya da mezun olana kadar bekleyip mezun olduktan sonra Türkiye'ye dönerler. İstanbul dışındaki şehirleri köy olarak görürler, aralarından bazıları iyidir ama bazıları da orospu çocuğudur; kendilerini diğer Türklerden üstün görürler, yabancılara yaranabilmek için götlerini yırtarlar.
Beyaz yakalılar: Son yıllarda bunların sayısı baya arttı. İyi maaş alırlar ama bunların pek bir arkadaş çevresi olmaz, işe giderler, akşam da eve gelip paso şarap içip Netflix izlerler. Hepsi yalnızlıktan ve yurtdışında sosyalliğin zor olmasından yakınıyor. Feci şekilde Avrupa köpekliği yaparlar, Türk'e benzemiyorsun dendiğinde sevinirler. Aşağılık psikolojili hepsi. Twitter ve Ekşi Sözlük'teki tayfanın çoğu bu gruba düşüyor.
Esnaflar: Kebapçılar ve Türk marketlerinin sahipleri. Avrupa’dakiler kendilerinden nefret ettirir, Amerika’dakiler daha cana yakındır, bir selam verseniz size yemek/içecek ısmarlarlar.
Uberciler: Bunlar çok garip, genelde 25-30 yaş arasındalar, yurtdışına gelip paso Uber yaparlar.
Kürtler: Bunlar Türk pasaportunun bu kadar güçsüz olmasının ana sebebi. Kaçak yollardan gelip iltica ederler. 2 tür işte çalışırlar ya inşaat sektöründe ya da kebapçıda. Bazen yurtdışındaki kebapçı sahipleri bunları işe alır, vizelerinin olmadığını bildiği için kaçak bir şekilde çalıştırır, sonra da paralarını ödemez.