aklifaal
paranoyam da paranoyam
- Joined
- Aug 10, 2020
- Posts
- 743
- Reputation
- 1,032
"kaç yıl oldu acep gömmüşüm seni,
ne ara fışkırdın da yüreğimden tek bir yıldırım gibi?
bırak artık, çık aklımdan; bak, görmez misin?
ölürüm, ölürüm, seni kaldıramam, bilmez misin?"
...
peki! madem aklımdan çıkmak istemezsin,
öyle olsun; beni bu mektubu yazmaya sen itmişsin.
günler, haftalar, aylar, yıllar birer birer tükenmiş,
seni son gördüğüm günden beri aklım hiç senden dönmemiş.
ah, çocukluğumun o baharında, hatıratımın en ilk yarısında,
seni gördüğüm o dem var ya—hayâlim yanılmıyorsa anısında…
o çakır gözlerin… o kıvır kıvır, kor tutmuş saçların…
hele o gülüşün; yüreğimde kıymık oldu, yıllardır çıkarmadığın.
sonunda anım senin gözünde neydi, bilmem ki; pek düşünürüm.
belki bir hiçti; zihninde kırılmış, toza dönmüş bir öykü görürüm.
ben burada derdinle çürürken gece gündüz, ah içim neşesiz,
kim bilir sen kimlerle güldün, kimlerle geçti günün çilesiz.
neyse! benim kederime bu kadar söz yeter, kâfidir.
işbu mektup sana yazılmıştır; senindir, senden bahis taşır, senindir.
şimdi söylemek istediğim şudur:
gör ki, seni seven kalemlerin ardına saklanacak kadar ürkek bir kuldur.
ama o al yanaklarına bir tek buse kondurabilseydim,
o masmavi gözlerinin ardındaki sırları bir çözebilseydim,
ve seni bir kere—bir kere daha—görebilseydim,
uzun yılların ardından açan ilk gülücüğüm sayende yeniden yeşerirdi.
ne ara fışkırdın da yüreğimden tek bir yıldırım gibi?
bırak artık, çık aklımdan; bak, görmez misin?
ölürüm, ölürüm, seni kaldıramam, bilmez misin?"
...
peki! madem aklımdan çıkmak istemezsin,
öyle olsun; beni bu mektubu yazmaya sen itmişsin.
günler, haftalar, aylar, yıllar birer birer tükenmiş,
seni son gördüğüm günden beri aklım hiç senden dönmemiş.
ah, çocukluğumun o baharında, hatıratımın en ilk yarısında,
seni gördüğüm o dem var ya—hayâlim yanılmıyorsa anısında…
o çakır gözlerin… o kıvır kıvır, kor tutmuş saçların…
hele o gülüşün; yüreğimde kıymık oldu, yıllardır çıkarmadığın.
sonunda anım senin gözünde neydi, bilmem ki; pek düşünürüm.
belki bir hiçti; zihninde kırılmış, toza dönmüş bir öykü görürüm.
ben burada derdinle çürürken gece gündüz, ah içim neşesiz,
kim bilir sen kimlerle güldün, kimlerle geçti günün çilesiz.
neyse! benim kederime bu kadar söz yeter, kâfidir.
işbu mektup sana yazılmıştır; senindir, senden bahis taşır, senindir.
şimdi söylemek istediğim şudur:
gör ki, seni seven kalemlerin ardına saklanacak kadar ürkek bir kuldur.
ama o al yanaklarına bir tek buse kondurabilseydim,
o masmavi gözlerinin ardındaki sırları bir çözebilseydim,
ve seni bir kere—bir kere daha—görebilseydim,
uzun yılların ardından açan ilk gülücüğüm sayende yeniden yeşerirdi.